Tourexpi
İsrail'in
‘Gazze Metrosu’ adını verdiği çok karmaşık ve çok büyük yer altı geçitlerinin
bilinmemezliklerle dolu olması, İsrail’in Gazze Şeridi’nde yapmayı planladığı
kara operasyonunu daha da zorlaştırıyor. ABD, AB, İngiltere, İsrail ve diğer
Batılı ülkelerin terör örgütleri listesinde yer alan Hamas, örümcek ağı gibi
ördüğü labirenti andıran bu yer altı tünellerinin avantajıyla dünyanın en güçlü
ordularından biri olan gelişmiş ekipmanlara ve eğitime sahip İsrail Ordusu’nun
adeta kabusu olurken, tünellerin savaşın kaderini ne şekilde belirleyeceği ise
merak konusu oldu.
TARİH
BOYUNCA ÇEŞİTLİ MEDENİYETLER VE DEVLETLER KULLANDI
Tüneller
antik çağlardan bu yana dünyanın birçok yerinde güçsüz olan tarafın hayatta
kalma veya mekanın avantajından yararlanarak düşmanına karşı mücadele
gösterebilmesi için çeşitli medeniyetler ve devletler tarafından kullanılmış.
Osmanlı Devleti ise tüneli bir taktik başarı aracı olarak görmüş, yeniçeri
ordusu içinde ‘Lağımcı’ adıyla bir ocak kurmuş. Lağımcılar, toprak altında inşa
edilen tünellere patlayıcı yerleştirerek açılan yollardan toprak üstünde
gerçekleşen muharebeleri desteklemiş.
Günümüzde
de askeri harekatlara karşı direnme, sızma ve ani saldırı amacıyla neredeyse
tüm terör örgütleri kilometrelerce uzunluğunda tüneller kazarak mücadelelerine
yeni bir boyut, yani yer altı boyutunu dahil ettiler.
KKTC’DEKİ
GİZLİ TÜNEL
Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de sattığı silahlarla ellerinde birçok Türk ve
askerinin kanı olan Mafya baronu Paolides’in mühimmat deposu olarak kullandığı
ve adaya ölüm yayan küçük bir saraydan farksız öyle bir köşkü var ki, içindeki
ve bahçesindeki gizemli tünellerin sırları 49 yıldır hala çözülememiş. Bu
tüneller sahibinin iş trafiğini kolaylaştırırken, 1974 Kıbrıs Barış
Harekatı’nda da Türk askeri köşke yaklaştığı sırada yatak odasında bulunan acil
durum tünelinden kıl payı kaçarak kurtulmasını sağlamış. Bakalım Gazze
Tünelleri Hamas-İsrail arasındaki savaşın kaderini nasıl belirleyecek?
Gizli
tünelleriyle silah kaçakçısı sahibinin hayatının kurtulmasını sağlayan yukardan
kuşbakışı bakıldığında şekli Türkiye’ye dönük silah görünümündeki gizemli
köşkün hikayesi…
ŞEYTAN
AYRINTIDA GİZLİDİR DEDİRTEN SIRADIŞI KÖŞK
Zalim
baronun evi şatafatlı bir köşk mü, yoksa ultra lüks hapishane miydi?
İtalyan
asıllı Rum mafya baronu Paulo Paolides'in barındırdığı sırları günümüzde dahi hala
çözülememiş gizemli evi Mavi Köşk, eşsiz mimari ve teknik özellikleriyle, büyük
bir ihtişamla döşenmiş ve süslenmiş odalarıyla hayranlık uyandırırken, eşyalarındaki
birbirinden farklı şaşırtıcı detaylarıyla da ziyaretçilerini oldukça etkiliyor.
Orta
Doğu’nun en büyük silah kaçakçısı ve aynı zamanda 1960-1974 yılları arasında
Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios'un avukatı olan
Paulo Paolides, bir zamanlar odalarında mafya baronlarıyla toplantılar düzenlediği,
havuzunda büyük aşkı Sophia Loren’in süt banyosu yaptığı, bahçesinde eğlenceli
partiler verip zevki sefa içinde yaşadığı evini aynı zamanda mühimmat deposu
olarak kullanıyormuş. İllegal olarak Kıbrıs'a kaçırdığı silahları İngiliz
yönetimine karşı ayaklanma ve Türklere saldırı için adadaki Rum terör örgütüne
satan Paolides’in yukardan kuşbakışı bakıldığında şekli Türkiye’ye dönük silah görünümünde
yaptırdığı sıradışı köşkü, kozmik şakacının bir oyunu olarak günümüzde Türk
Barış Kuvvetleri’nin himayesinde bir ibret müzesi olarak Türk askeri
rehberliğinde gezdirilip, gizemli öyküsü anlatılarak yerli ve yabancı
turistleri ağırlıyor. Köşkün içinden fotoğraf çekimine izin verilmezken, bahçe
kısmında serbest. Köşk ‘Bir Zamanlar Kıbrıs’ dizisine de ev sahipliği yapan
mekanlardan.
Yatak
odasındaki gizli geçitten kaçmış
Tarihi
geçmişi efsane ve gerçeğin bulanık bir karışımı olan ve ziyaretçilerini
gördükleriyle duydukları karşısında şaşkına uğratan gizemli köşk, devlet
başkanının avukatı kimliğiyle kendini gizleyen silah kaçakçısı sahibi Paulo
Paolides tarafından 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda terkedilmiş. Paolides, Türk
askeri köşke yaklaştığı sırada yatak odasında bulunan ve İngiliz mahallesine
çıkan acil durum tünelinden kıl payı kaçarak kurtulmuş.
Kaçış
sırasında tüneli patlattığı için tünelin nereye açıldığı ise bilinmiyor. Çok
sevdiği evi Mavi Köşk’ü arkasında bırakarak İtalya’ya kaçan Paolides, köşke bir
gün geri dönebilme ümidini hiç yitirmemiş. 1986 yılında mafya toplantısında
öldürülene dek, köşkte en sevdiği eşyalarından biri olan bukalemun derisi kaplı
içki dolabı için 12 yıl boyunca periyodik olarak Çin’den özel getirttiği
sıcaklık değişimleriyle renk değiştirmesini sağlayan bakım kremini göndermiş.
Ölümünden sonra ise bu özel bakım kremi bir daha köşke ulaşmamış.
49
yıldır sırrı çözülemeyen altın anahtarı
Köşk
ele geçirildikten sonra, Paolides’in gizli bir kasasında 20 sterlin para ve
altın bir anahtar bulunmuş. TSK bünyesinde muhafaza edilen anahtar köşkün bütün
kapılarında denenmiş ancak hiçbirini açmamış. Altın anahtar o günden bu güne 49
yıldır gizemini hala koruyor.
Köşkü
yapan mimar arkadaşı ile işçileri öldürtmüş
Mavi
Köşk ve sahibi Pablo Paolides hakkında iki farklı hikaye anlatılıyor. Bu
öykülerden ilki TSK yerleşkesi içinde yer alan ve ziyaretçileri askerler
tarafından guruplar halinde gezdirilirken anlatılan bilgiler, diğeri ise
yabancı kaynakların anlattığı öykü.
Önce
TSK askerlerinin anlattığı öyküden bahsedecek olursak; Paolides mesleği olan
silah ticaretini kolaylıkla gerçekleştirebilmek ve gizleyebilmek için köşkü
1957 yılında yakın bir mimar arkadaşına yaptırmış. Döneminin şartlarına göre
muhteşem bir mimariyle yaptırılan, oldukça lüks dizayn edilen ve her tarafa
hakim bir mevkiye inşa edilen Köşk'ün en önemli özelliklerinden biri ise
güvenlik amacıyla çevreden bakıldığında görünmez bir konak olması. Dışardan bakıldığında
dağların tepe noktalarından dahi görünmeyen ancak yaklaşık 100 metre
yaklaştığında fark edilebilen köşk, evin içinden ve bahçesinden bakıldığında
ise rahatlıkla tüm çevre, boğaz ve dağlar görülebiliyor. İşi gereği ölüm
korkusuyla yaşayan ve evin her detayını kendi güvenliği doğrultusunda yaptırıp,
dizayn ettiren Paolides, köşkün yapımı bittiğinde mimar arkadaşı dahil tüm
işçileri, köşkün planlarını ve kaçış noktalarını bildiklerinden dolayı ve
başkalarının öğrenmesini engellemek için öldürtmüş.
Beşparmak
Dağları'na gizlenmiş köşk
Günümüzde
Türk Barış Kuvvetleri'ne (TBK) bağlı askeri bölgenin sınırları içinde yer alan
Mavi Köşk, Girne'den Güzelyurt'a giderken Beşparmak Dağları'nın bittiği yerde o
dönemde yolun bile bulunmadığı ağaçlar arasındaki yamaca limanı tam görecek şekilde
yüksek bir noktada inşa edilmiş. Anlatılana göre Paolides silah taşıyan
gemilerinin limana giriş çıkışlarını buradan izliyormuş. Muhteşem bir
manzaraya sahip Köşk ayrıca Paolides'in hem aşk yuvası hem de mafya
liderleriyle gizli toplantılarının mekanı olmuş. Kuşbaşı bakıldığında namlusu
Türkiye’ye çevrilmiş bir tabancayı andıran Mavi Köşk, her biri farklı renkte
dekore edilmiş gizem yüklü odaları, tehlike anında kaçmak için yapılan gizli
dehlizleri, ses geçirmeyen perdeleri, enteresan özelliklere sahip eşyaları ve
günümüzde hala çözülememiş sırlarla dolu geçmişiyle misafirlerini o döneme
doğru tarihi bir yolculuğa çıkarıyor.
Eşyalar
ve tablolar orjinalliğini koruyor
20.
yüzyılın en modern teknikleriyle inşa edilen sırlarla dolu sıradışı köşk, doğu
ve batı mimari üslupları ile Türk, Rum mimari özelliklerinin yanı sıra İtalyan
ve Akdeniz bölgesi mimari özellikleri de taşıyor. Paolides Retro-şık özelliğindeki
bu köşkü Kıbrıs’ta yaşanan katliamlarda kullanılan silahların temin edilmesi
için bir karargah olarak kulanmış. Öyle ki bu köşkte dostlarıyla eğlenirken bir
taraftan da terör örgütleriyle yapacakları katliamları organize etmiş. Dönemin
en önemli kişilerinin de misafir edildiği Köşk, içindeki tüm eşyalarıyla
birlikte orijinalliğini hala korurken birkaç eşya da sonradan ilave edilmiş. İki
kat üzerine 16 bölüm olarak inşa edilen ve 13 odası bulunan köşkün her bölümü,
kullanım amaçlarına göre ayrılmış. Köşkte yatak odaları, toplantı odaları,
konuşma odaları, çalışma odası, deprem odası, çocuk odası, bar, bekleme odası ve
büyük bir yemek salonu/taverna bulunuyor.
Gizemli
kırmızı, mavi ve sarı odalar..
Köşkte
büyük bir ihtişamla süslenmiş birçok oda var. Köşkün tüm odalarında değişik
desenli ve ses yalıtımlı perdeler mevcut. Köşkün bahçesinde müzikli
toplantılar, partiler verildiği zaman odalarda kalan misafirler rahatsızlık
duymasın diye sesin odalara ulaşmaması bu perdeler sayesinde mümkün olmuyormuş.
Evde
odaların her biri ayrı renklerde mobilyalar ve eşyalarla döşendiği için o
renklerin isimlerini almış. Kırmızı, mavi, sarı oda gibi. Paolides, kırmızı
odada mafya görüşmelerini yürütürmüş. Buradaki çalışma masası duvar kenarında.
Arkasından gelecek olan bir saldırıya maruz kalmamak için toplantılarını
buradan yönetiyormuş. Mavi oda olağan misafirlerini ağırladığı odaymış. Yatak
odaları diğer odalar gibi ebeveyn banyolu olarak düşünülmüş. Burada tek fark
ufak bir oturma bölümüne sahip olması. Oturma bölümünde kullanılan mobilyaların
süngerleri de yine özel tasarlanmış. Bu koltuklarda 15-20 dk oturmak uyku
getiriyor, böylece rahat bir gece uykusu sağlıyormuş.
Sarı
oda ise misafir çocuklar için ayrılmış. Çocukların kaldığı odada dolaplar kız
ve erkek çocuklara göre dizayn edilmiş. Kızlar eflatun kulplu, erkekler ise
mavi kulplu dolaplara eşya yerleştiriyorlarmış.
İlginç
deprem odası
Çeşitli
renkte odaların yanı sıra köşkte bir de deprem odası bulunuyor. Türkiye’nin ve
Kıbrıs’ın deprem bölgesi olduğu bilindiği ve jeoloji uzmanları sürekli uyardığı
halde ne devletin ne de birçok belediyenin gerekli önlemleri almadığı için binlerce,
milyonlarca can ve mal kayıpları verilirken bir silah kaçakçısının depreme
karşı daha o yıllarda önlem alması düşündürücü.
Deprem
odası köşkle bütün gibi görünse de depremde yıkılmaması için ayrı olarak ve
farklı bir teknikle esneme paylarıyla tasarlanarak yaptırılmış. Deprem sığınma
odası haricinde köşkün üst katında da ilginç bir deprem uyarıcı sistem
bulunuyor. Koridordaki konsolun üzerinde demirden yapılmış insan figürlü biblo deprem
anında ev sallandığında düşüp konağın her yerinde duyulan bir ses çıkararak depremi
haber veriyormuş. Heykelin altındaki örtü kaldırıldığında heykelin bir kez
düştüğü ve düştüğü yeri deldiği görülüyor.
Enteresan
özelliklere sahip çalışma odası
Paolides'in
çalışma odasında bulunan ve Makarios'un hediye ettiği çalışma masası ve
sandalyesi enteresan bir özelliği sahip. Çalışma sandalyesinin sırt ve oturma
kısmı özel bir süngerle yapılmış. İlk oturuşta yumuşak olan sünger yaklaşık iki
saat sonra taş gibi sertleşiyor ve çalışan kişinin rehavete kapılıp, uyumasını
engelliyor, böylece geç saatlere kadar çalışabiliyormuş. Çalışma masası ceylan
derisinden yapılmış. Odanın perdeleri ise özel olarak dokunmuş ses yalıtımlı
perdeler. Tamamen kapatıldıkları zaman dışarıdan kesinlikle ses geçirmiyormuş. Dışarıdan
gelen sesler perde biraz aralandığında bile şaşırtıcı derecede bir anda
değişiyor. Odada bulunan kütüphane ise oldukça etkileyici. Birçok yabancı dilde
yazılmış hukuk ve politika kitapları bulunuyor. Bu kitaplardan bir kısmı o
dönemden bir kısmı ise sonradan eklenmiş.
Yatağının
arkasındaki gizli tünel
Paolides'in
yatak odasının pencereleri güneşin doğuşunu ve batışını izleyebileceği bir
şekilde yerleştirilmiş. Bu odada iki tek kişilik yatak birleştirilmiş. Bunun
sebebiyse yatakların gerektiğinde birbirinden kolayca ayrılabilmesi ve
yatakların arkasındaki gizli tünele hemen girip, kaçabilmesi. Gezdiren
askerin anlattığına göre 1974’te bu tünelden kaçmış ve daha önce yaptığı plana
göre tünelin ortasındaki bombayı patlatarak ne tarafa gittiğini anlamayı
imkansız hale getirmiş. Yatak odasının kapısı sadece kendisinin ve
hizmetçilerinin bildiği, aşağıya indirerek değil yukarı kaldırarak açılıyormuş.
Bunun sebebi de ölüm korkusu olan Paolides'in kapıyı açmayı bilmeyen birisi
geldiğinde içeride tedbir almaya fırsatının olmasıymış. Paolides’in Mavi
Köşkü’nde kişisel eşya olarak sadece pembe renkli bornozu ile terliği
bulunuyor. Paolides’in yatak odasındaki banyoda sergilenen ve ondan kaldığı düşünülen
bu bornoz ve terlikten de Paolides’in 37 numara terlik giyen 1,57 boyunda
minyon tipli biri olduğu söyleniyor. Diğer yatak odasında ise önünde ibadet
ettiği, sırtını her açıdan gösteren küçük (palmiye benzeri) aynalı bir süs
var. Bu farklı açı veren aynaların amacı, ibadet ederken arkadan
gelebilecek tehlikeleri görmesini sağlamak.
Paolides'in
bilinen tek fotoğrafı ise köşkün duvarında değil, evdeki dolaplardan birinin
içinde saklı. Bu fotoğraf, başında fötr şapka, ağzında yanan bir sigara ve
yüzünde buruk bir gülümseme olan yakışıklı bir genç adamın portresi. Paolides
dönem dönem evinde partiler düzenlermiş. Odasının balkonundan, havuzda yüzen
kişilerin veya havuz etrafındaki kişilerin, yakalaması için ısırdığı elmayı o
bölgeye atarmış. Bu elmayı yakalayan kişi ile de ister kadın ister erkek olsun,
geceyi birlikte geçirirmiş.
Sayılara,
düzene ve ince detaylara takıntılı sanat aşığı silah tüccarı
Avukatlık
mesleğini silah ticaretini gizlemek için kullanan, mesleği gereği sürekli ölüm
korkusu yaşayan, 13 sayısına takıntılı, lüksü ve gösterişi seven, düzene ve
ince detaylara takıntılı, koyu bir dini inanca sahip, eksantrik, ince bir zevke
sahip ve sanata aşık olan Povlides, evini de bu doğrultuda dekore ettirmiş.
Köşkü birçok eşsiz sanat eserleriyle donatmış. Bu eserlerin bazılarını satın
almış, bazılarıysa hediye olarak verilmiş. Paha biçilmez tablolar, kendisine
ait kara kalem çalışmaları, el dokuma İran halıları, mevsime göre renk
değiştiren bukalemun derisinden yapılmış içki dolabı (Paolides kaçtıktan sonra
içki dolabının bakımı için her yıl İtalya’dan Çin’den özel olarak getirttiği solüsyon
göndermiş. En son bakım yapıldığı mevsim sonbahar olduğu için dolabın rengi
sarı kalmış), kristal şarap bardakları, biblolar, tabaklar vb. Hediye edilen
sanat eserlerinden biri de halesi som altından, elindeki tas ve gerdanlığı ise
altın suyuna batırılarak resmedilen paha biçilemeyen Meryem Ana tablosu. Fransız
bir ressam tarafından hediye edilen tablonun diğer bir özelliği ise bulunduğu
odada kaç kişi olursa olsun ve bu kişiler odanın neresinde dururlarsa dursunlar
tablodaki Meryem Ana’nın yüzü ve ayakları her zaman odada bulunan kişilere
dönük olması. Bu tablo dünyada dört taneymiş. Bunlardan ikisi Vatikan’da,
diğeri ise yine adanın kuzey kısmında bulunan Gazimağusa'da St. Barnabas
Manastırı’nda yer alıyor.
Karmaşık
sistemler ve lüks eşyalar
Askeri
personel tarafından gezdirilirken bazıları şeytanın aklına dahi gelmeyecek
hikayelerle anlatılan sıradışı köşk, zamanın şartlarına göre oldukça lüks.
Sattığı silahlarla ellerinde birçok Türk ve askerinin kanı olan Paolides’in
Kıbrıs adası üzerinden Anadolu ile Ortadoğu bölgesine silah kaçırdığı Mavi
Köşkü Narcos dizisinde izlediğimiz uyuşturucu kaçakçısı Pablo Escobar’ın
evinden bile çok daha karmaşık sistemlere ve lüks eşyalara sahip. Köşkün içinde
oldukça dikkat çekici değerli tablolar kadar farklı özelliklere sahip önemli
eşyalar da bulunuyor. Bunlardan bazıları; Cumhurbaşkanı Makarios'un hediye
ettiği oturduktan iki saat sonra duvar kadar sert hale gelip, uykunun gelmesini
engelleyen özel tasarım koltuk, oldukça değerli iki İngiliz piyanosu, bahçede istenirse
24 saat ağzından şarap akan aslanlı çeşme, alt katta fıskiyesinden sürekli süt
akan havuz, ses yalıtımlı perdeler, günümüz teknolojinde bulunan ve hala aktif
çalışan merkezi ısıtma-klima sistemi, kuş tüyü yastıklı stres
koltukları, İtalyan el işi yer döşemeleri, özel bir açılma sistemine sahip
çalışma odası, kişi sayısına göre figürlü sehpalar, oymalı
ahşap sandalyeler ve masalar, gül ağacından büfeler ve çeşitli tablolar,
dünyanın dört bir yanından getirtilen çok pahalı bazı orijinal parçalar,
misafirlerine içkiler sunduğu mevsime göre renk değiştiren bukalemun derisiyle
kaplı özel yapım içki dolabı (bu dolabı çok sever, özel itina gösterirmiş), tıpkı
Leonardo da Vinci’nin ünlü tablosu Mona Lisa gibi elleri, dizleri ayak uçları
ve gözlerinin kişi odanın ne tarafına giderse gitsin yönü ona dönük olan,
önünde dualar ettiği haresi som altından yapılan kucağında İsa ile Meryem Ana
tablosu, misafirlerine ziyafetler verdiği, pistinde sirtaki oynadığı Yunan tavernası gibi dizayn ettiği
yemek salonu ve burada yer alan hala çalışır durumdaki özel tasarım kuzu
çevirme makinesi, her biri özenle işlenmiş kristal bardaklar, evin genel
aydınlatmasında tavana yansıtılan spotlar. Gerek yatak odalarında gerekse diğer
odalarda kullanılan mobilyalar da kaliteli ve özel tasarım seçilmiş. Havuzdaki
bar kısmı İtalya’dan gelen mozaiklerle döşenmiş.
Ölüm
korkusu
Mafya
kardeşlerinin saldırılarından korktuğu için güvenliğin had safhada düzenlendiği
köşkte Paolides’in hayatı boyunca ölüm korkusu yaşadığını gösteren önemli
detaylar da mevcut. Odasındaki yatağının hemen arkasında bulunan gizli geçit.
(Paolides 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda bu geçitten kaçmış. Kaçarken bomba ile
patlattığı için tünelin nereye çıktığı, başka tünellerle bağlantısı olup
olmadığı bilinmiyor), yatak odasının kapı tokmağı kaçmak için süre kazanmak
amacıyla diğer odaların tokmaklarından farklı olarak yukarı doğru kaldırılarak
açılacak şekilde planlamış. Evin her yerinde ibadet odaları bulunuyor ve bu
odaların duvarlarının dört bir yanı ayna ile çevrili. Odanın birinde ise
tehlike durumunda korunmak için uzak doğudan özel getirttiği dokuz boyutlu
sinek gözüne benzeyen bir güvenlik aynası bulunuyor. Bu aynanın önünde
durulduğunda odanın tamamı görülebiliyor. Paolides, olası saldırılardan
korunmak için birden fazla stratejinin geliştirildiği yerleşkenin her
yerine güvenlik görevlileri yerleştirmenin yanı sıra, evin altına ve yatak
odasındaki yatağının hemen arkasına tünellerden oluşan karmaşık bir labirent de
inşa ettirmiş. Tüm dünyada uğursuz sayı olarak bilinen 13 sayısına şaşırtıcı
derecede düşkün olan Paolides’in severek yaptırdığı köşkünde bu sayıyı
simgeleyen birçok ürün mevcut. Köşk adres olarak 13 numara diye geçiyor. Havuzun
içerisinde bulunan musluk sayısı 13, evde 13 oda bulunuyor, 13 basamak, 13
havuz ışığı, havuz 13 metre, evin kuşbakışı görüntüsü hem bir tabancayı hem de
13 sayısını andırıyor. Bahçedeki ağaçlarla ilgili birçok şey 13 sayısı ile
ilişkilendiriliyor Hem ölümden korkan hem de uğursuz sayı olarak görülen 13
sayısını evin birçok figüründe kullanması ise enteresan.
Alt
kattaki salon (kış bahçesi) ve Süt Havuzu
Salon
bekleme, müzik ve havuz bölümlerinden oluşuyor. Köşke gelen misafirler bekleme
salonunda dinlenip ev sahibi tarafından kabul ediliyormuş. Müzik bölümünde ise
piyano eşliğinde danslar edilirmiş. Köşkün birçok odasında olduğu gibi buradaki
salonda da ilginç eşyalar bulunuyor. İçi aynalarla kaplanmış, termos görevi
gören elektriksiz çalışan ilginç içki dolabı, bukalemun derisi kaplı içki dolabı,
uzak doğu motifleriyle süslenmiş üzerinde sedeften insan figürleri bulunan zigon
sehpalar kış bahçesinin özel seçkileri arasında. Bu salonda ayrıca Roma
medeniyetinin etkilerini taşıyan havuzda ise su yerine süt akıyormuş ve kadın
misafirler burada süt banyosu yapıyormuş. Süt havuzu müzik odasının hemen
yanında yaptırılmış kadın misafirlerin süt banyosu yaparken bir yandan da müzik
dinleyerek rahatlaması istenmiş. Paolides'in büyük aşkı Sophia Loren de bu
misafirlerden birisiymiş. Loren Kapalı Maraş’taki evine geldiği zamanlar Paolides’e
konuk oluyormuş.
Taverna
(yemek) bölümü, Bar kısmı
Köşk'ün
birinci katında bulunan bu odalar da oldukça özel özellikler içeriyor. Yemek
bölümünde masalar ve sandalyeler odaların rengine göre kırmızı, mavi ve sarı
olarak boyanmış. Hangi misafir hangi renk odada kalıyorsa onları masalara ona
göre yerleştirirmiş. Mafya baronları kırmızı masalarda otururmuş. Mafya
üyelerinin çocukların yanında bir çatışma çıkarmayacağı düşüncesiyle onlar olduğu
zaman yan masalarına çocuk misafirlerin oturacağı sarı masalar yerleştirilirmiş.
Bu bölümde büyük ocağın içinde et pişirmeye yarayan düzenek ise hala çalışıyor.
Burada bir de şömine bulunuyor. Şöminenin hemen sağ tarafı ise bahçeye açılıyor.
Bar
kısmı İtalya'dan getirilen mozaiklerle kaplanmış. Duvarlar da kendisinin ve
yakınlarının burçlarını sembolize eden demirden objelerle süslenmiş. Bardaki
seramiklerin hepsinin orjinal olduğu söyleniyor.
Bahçe
bölümü
Bu
bölümde 24 saat boyunca devir daim motoruyla ağzından şarap akıtan aslanlı bir
çeşme, göz şekline benzeyen bir süs havuzu, zemini eğimli olarak yapılan büyük
ve çok derin bir yüzme havuzu ve küçük bir mahkeme salonuna benzer minik açık
hava tiyatrosu bulunuyor. Paolides burayı davalara çıkmadan önce ses provası
yapmak için kullanmış. Bu alanın tam ortasında kişinin sesinin sadece
kendi kulaklarına yankılandığı bir çember bulunuyor. Ancak çemberin dışına bir
adım atıldığında ses normale dönüyor.
Göz
şeklinde dilek havuzu
Bahçede
bir de göz şeklinde üzerinde mermerden bir çocuk heykeli olan dilek havuzu var.
Burada arkalarını dönüp dilek tutarak bozuk parayı sol omzundan aşağıya doğru
bırakırlarmış. Para havuzun içine düştüğünde eğer tura gelirse dileklerinin
kabul olacağına inanırlarmış. Köşkü ziyaret edenleri gezdiren asker bu havuz
hakkında bilgi verdikten sonra ziyaretçilerin bazıları anlatıldığı şekilde
havuza dilek parası atarak 49 yıllık geleneği devam ettiriyor. Bahçede ayrıca bir
ibadet bölümü yer alıyor.
Sığınak
Silah
kaçakçılığını daha rahat yürütebilmek için Akdeniz’e bakan stratejik konumda
inşa edilen köşkün bahçesinin en son noktasında ise içinde iki ağır makineli
tüfek olan bir gizli geçit sığınak ve hemen yakınında da uzun bir dürbün
bulunuyor. Paolides bu dürbünle hem gün batımını hem de kaçak mal trafiğinin
hareketini izlermiş. Buradan bütün alanı kontrol edebilen Paolides’in
silahları denize açılan bu boğaza açılan gizli geçit sığınaktan kaçırıyormuş. Köşk
aşağıdan hiçbir şekilde görünmediği için silah getiren gemiler bölgeye
yaklaştıklarında ışıklarla sinyal veriyormuş. Sinyali alan Paolides,
adamlarını gönderip, para ile silahları değiş tokuş yaptırıyormuş.
Kanlı
Vadi
1974
Kıbrıs Barış Harekatı’nda Mavi Köşk'ün olduğu bölgeye inen paraşütçü Türk
askerleri köşk hiçbir noktadan görülmediği için ilerlerken Paolides’i korumakla
görevli Rum askerlerinin ateş açmasıyla birçoğu şehit olmuş. Bu nedenle köşkün
olduğu bölge Kanlı Vadi adı verilmiş. İllegal olarak Kıbrıs’a kaçak getirdiği
silahların parasıyla köşkünde keyif süren Paolides’in ellerinde çok sayıda
Kıbrıs Türkü ile TSK askerlerinin kanı var. Ele geçirilene kadar birçok şehidin
verildiği köşk, günümüzde TSK himayesindeki askeri bölgede yer alıyor ve Türk
askeri rehberliğinde gezdirilip, hikayesi anlatılıyor.
Pazartesi
ziyarete kapalı
Mavi
Köşk 1974 yılında askeri bölgesi idaresinde kalınca iki ayrı Tümen Komutanı
Tümgeneral tarafından farklı dönemlerde konut olarak kullanılmış. Sonraki
süreçte uzun bir dönem askeri personelin istifade etmesi için orduevi ve
lokanta olarak değerlendirildikten sonra da aşamada Mavi Köşk adıyla
ziyaretçilere açılmış. Mavi köşk pazartesi günleri haricinde haftanın diğer
günleri 09:00-17:00 saatleri arasında ziyarete açık. Askeri bir kışla
içerisinde bulunan köşk, Askeriye tarafından yönetildiğinden dolayı önce kimlik
kontrolü yapılıyor. TSK kuralları gereği nakit para geçersiz, Kredi yada Banka
kartı kullanımı zorunludur. Giriş ücreti de bu şekilde tahsil ediliyor. Bilet
fiyatları 40 TL, öğrenciler, gazi ve şehit aileleri için indirimli. Müze
serbest olarak gezilemiyor. Ziyaretçiler içeri belli bir sayıda alınıp TSK
mensubu asker rehberler eşliğinde gezdiriliyor. Köşkün içinde fotoğraf ve video
çekmek, ses kaydı yapmak kesinlikle yasak. Asker buna çok dikkat etse de
internette iç mekana ve eşyalara ait fotoğraflar mevcut. Evin dışından fotoğraf
çekmek ise serbest.
Mavi
Köşk hakkında anlatılan tamamen doğrulanmamış ve daha çok yabancı kaynaklarda
iddia edilen diğer öyküler ise:
Evin
aslında Paula Paolides’e ait olmadığı ve gerçek sahibinin Yunanistan'daki en
eski ve en büyük Joannou & Paraskevaides adlı oldukça başarılı bir inşaat grubunun
sahibi George Paraskevayidis olduğu yönünde.
Paraskevayidis’in adanın1974'te bölünmesinden sonra güneydeki Limasol
bölgesinde kendisi tarafından benzer bir mülk inşa ettiği söyleniyor.
Başka
bir hikaye ise; Motor ticaretiyle uğraşan saygın bir aileden geldiği yönünde. Gazimağusa,
Larnaka, Baf ve Girne'de ofisleri bulunan General Motors, Vauxhall ve Opel'in
ana temsilcisiymiş. Silahlı gemilerinin gelişini denizi gözlemek için
evini yaptığı yere inşa eden bir silah kaçakçısıymış. Evinde kaçak malları
ve kaçak silahları saklamak için inşa edilmiş gizli yeraltı geçitleri ve odalar
bulunuyormuş. Daha önce Girne'nin eteklerindeki St Hilarion yolu üzerine Beyaz
Saray'ı inşa etmiş. 1963'te Kıbrıslı Türklere yönelik zulüm yeniden
başladığında oradaymış. Evin olduğu alan bir süre sonra Türk bölgesi
haline geldiği için Rum Bölgesi Güzelyurt'a kaçarak, Mavi Köşkü Beyaz Saray’a
benzer tarzda ancak klasik Yunan mimarisinde kullanılan mavi - beyaz bir
temayla inşa ettirmiş. Beyaz Saray günümüzde askeri bölge içinde ve bir subayın
yemekhanesi olarak kullanılıyormuş.
Son
hikaye ise: Paula Paolides’in gerçek adı Byron Pavlides. Kıbrıslı zengin bir iş
adamı olan Pavlides avukatlık mesleğinin yanı sıra General Motors'un ve daha
birçok İngiliz markasının Kıbrıs’ta bulunan temsilcisi. Avukatlık mesleği
sebebiyle dönemin ileri gelenleri ve Rum siyasetçilerle de oldukça iyi
ilişkilere sahip. Evini dünyadaki zamanın ileri teknolojilerini takip ederek
kendi zevki adına yaptırmış. Hatta iddialara göre kendisinin olduğu iddia
edilen o tek fotoğrafın gangster görünümü kazansın diye konulduğu, aslında
gerçek Pavlides’e ait olmadığı belirtiliyor. Bugün İngiliz Büyükelçiliği
malikanesi olan Lefkoşa Dereboyu’ndaki Şhakespeare binası dışında 21 Aralık
1963 tarihine kadar Pavlides Ailesi’nin mülkü olan ve garaj olarak işletilen
şimdiki Arap Ahmet İlkokulu da ailenin adadaki pek çok taşınmaz malından iki
örnek olarak söyleniyor. Pavlides Ailesi uzun yıllar General Motors, Vauxhall
Motors, Adam Opel ve British Tyre ve Rubber Co Ltd. gibi uluslararası
şirketlerin acenteliğini yapmış, hatırı sayılır zenginlerdenmiş.
Su
testisi su yolunda kırılmış
Gerçek
ne olursa olsun Paolides, mahremiyetini sağlamak için evini etraftan
görünmeyecek şekilde ücra bölgeye inşa ettiren eksantrik, gösterişi, lüksü ve
eğlenceyi seven ancak ölüm korkusunu da yoğun yaşayan biriymiş. Kıbrıslı
Türkler 1963 - 1974 yılları arasında silahlı saldırılara maruz kalarak ölüm
kalım mücadelesi içinde çeşitli zorluklar altında yaşamlarını sürdürmeye
çalışırken, kanlı paralarla bu köşkte sefasını süren Paolides’in sonu yaşadığı
ölüm korkusunu haklı çıkarırcasına bir mafya toplantısında öldürülmesiyle hazin
sonla sonlanmış.
Fulya
OMAÇ / Girne - KKTC
En Çok Okunan Haberler
Almanya, İspanya ve İtalya: Türk vatandaşlarına yönelik vize politikalarında değişiklik yok!
Almanya, İspanya ve İtalya'nın Ankara'daki misyonlarından verilen bilgide, Türk vatandaşlarına yönelik vize politikalarında değişiklik olmadığı ve vize başvuruları almaya devam ettikleri belirtildi.
Otellerin milliyet farkı adı altında kestiği ekstra ücretin iadesi talep edilebiliyor
Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Başkanvekili İbrahim Güllü, "Milliyet farkı adı altında farklı ücret ödemek durumunda kalan tüketiciler, dediği farkın avans faiziyle iadesine karar verilmesini isteyebilir." dedi.
ABD'de Boeing ürünlerinin güvenliğine yönelik konuşan eski bir çalışan daha hayatını kaybetti
ABD uçak şirketi Boeing’in ürettiği bazı modellerin güvenliği ilgili endişelerini dile getiren eski şirket çalışanlarından birinin daha sürpriz bir enfeksiyon sonucu hayatını kaybettiği belirtildi.
Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası'nda restorasyon tamamlandı
UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası'nda Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen restorasyon çalışmaları tamamlandı.
AB, Türk dönerini tescile
Türk mutfağı denilince akla gelen ilk lezzetlerden dönerin "geleneksel ürün adı" olarak tescil edilmesi için Türkiye tarafından Avrupa Birliği'ne (AB) yapılan başvurunun ilanı, AB Resmi Gazetesi'nde yayımland
Siirt içli köftesi coğrafi işaretle tescillendi
Siirt içli köftesi (Siirt kiteli) için Türk Patent ve Marka Kurumundan coğrafi işaret tescil belgesi alındı.
İspanya hükümeti, Ulusal Boğa Güreşleri Ödülü'nü kaldırdı
İspanya'da azınlık sol koalisyon hükümeti, 2013'ten bu yana verilen "Ulusal Boğa Güreşleri Ödülü'nü" ülkede hayvanlara yönelik hassasiyetin arttığı gerekçesiyle kaldırdı.
Antalya yılın ilk 4 ayında 2 milyon 66 bin 962 yabancı turisti ağırladı
Kültür ve Turizm Bakanlığı, yılın ilk dört ayında Antalya'yı 2 milyon 66 bin 962 yabancı turistin ziyaret ettiğini, bu sayının Antalya turizminde tüm zamanların en iyi başlangıcı olarak tarihe geçtiğini bildirdi.
4 Haziran'da Trabzon ve Suudi Arabistan arasında direkt uçuşlar başlatılacak
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, "4 Haziran'da Trabzon ve Suudi Arabistan arasında direkt uçuşları başlatıyoruz. Yaz dönemi boyunca gerçekleşecek uçuşlarda Trabzon'dan direkt uçuşla Cidde ve Riyad'a seyahat mümkün olabilecekt
Uluslararası Helal Turizm Kongresi İzmir'de düzenlenecek
Bu yıl üçüncü kez organize edilen Uluslararası Helal Turizm Kongresi, 10 Mayıs'ta İzmir'de yapılacak.
Kruvaziyerlerle Ege adalarına mavi yolculuk
"Yüzen otel" olarak nitelendirilen gemilerle Ege adalarına yolculuğa çıkanlar, kruvaziyerde ve uğradıkları limanlarda farklı bir tatil deneyimi yaşıyor.
20 yılı aşkın süredir tatil yapıyor, tatil yaptırıyorlar!
Türkiye’nin alanında öncü online seyahat acentesi Tatilsepeti, 20. yaşını bir reklam kampanyasıyla kutluyor.
Kızkalesi'nde turizm hareketliliği devam ediyor
Mersin'in Erdemli ilçesindeki Kızkalesi sahili, yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor.
12nci Uluslararası Ajyal Film Festivali 16 Kasım'da başlayacak
Katar'ın başkenti Doha'da, Doha Film Enstitüsü (DFI) tarafından düzenlenen 12. Uluslararası Ajyal Film Festivali', 16-23 Kasım'da sinemaseverlerle buluşacak.
Antalya'nın Çıralı sahilinde caretta carettalar yumurta bırakmaya başladı
Antalya'nın Kemer ilçesindeki Çıralı sahiline nesli tükenme tehdidi altındaki caretta carettalar yuva yaptı.
Bu Roketler Savaş Değil, Şenlik Kokuyor
Tarihi yüzyıllar öncesine dayanan ve dünyada sadece Yunanistan’ın Sakız (Chios) Adası’nda Paskalya kutlamalarının Kutsal Cumartesi gecesinde gerçekleştirilen Roket Savaşları etkinliği bu yıl da altın sarısına boyadığı gökyü
Dünyanın en neşeli şenliklerinden Kakava binlerce turist çekti
Edirne, Kakava Şenlikleri dolayısıyla binlerce yerli ve yabancı turisti misafir etti.
Gazipaşa-Alanya Havalimanı'nda Corendon'un ilk Brüksel uçuşu için tören düzenlendi
TAV Gazipaşa Havalimanı Koordinatörü Oğuzhan Karatürk, "Artan destinasyon ve uçuş sayımızın, şehrimizin 2024 turizm gelirlerine önemli bir katkı sağlamasını umuyoruz." dedi.
Emirates, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı ile işbirliği yapacak
Emirates, turizmi desteklemek için Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) ile işbirliği anlaşması imzaladı.
Edirne'deki sınır kapıları gurbetçi sezonuna hazır
Edirne Valisi Yunus Sezer, gurbetçilerin yurda giriş ve çıkışlarında sorun yaşamamaları için gerekli önlemlerin alındığını söyledi.
Edirne'ye Kakava-Hıdırellez Şenlikleri için 3 günde 100 binin üzerinde araç giriş yaptı
Edirne Valisi Sezer, 4-6 Mayıs tarihlerinde düzenlenen Kakava-Hıdırellez Şenlikleri kapsamında kente 100 binden fazla araç girişinin olduğunu söyledi.