Saklı Dere Butik Otel Doğaseverleri Bekliyor - Tourexpi, sizler için turizmde olup bitenleri takip ediyor!

Turizm uzmanları, evinde misafir ağırlayabilen herkesin, sadece aile büyüklerinden öğrendiklerini uygulayarak bir butik oteli rahatlıkla işletebileceğini söylüyor. Misafirlerine ev konforu ve sıcak bir ortam sunan, hizmet sektörüne de yakın olan ailelerin butik otelcilikte başarılı olabiliyor.

Bu saptamalar Saklı Dere Butik Oteli işleten İbrahim ve Zeliha Kaya kardeşler için de geçerli, Aslen Şanlıurfalı olan Kaya kardeşler, babalarının geçen yıl satın aldığı Saklı Dere Butik Otel’e gelen misafirlerini memnun etmek için çabalayan iki girişimciyi temsil ediyorlar.

İşlettikleri mekân toplamda 2 dönüm arazi üzerinde, doğayla barışık, apart ve otel kısmı olmak üzere sadece 36 kişiye hizmet verecek şekilde tasarlanmış sıcak ortamlı bir otel. Onlara bu mekânı satın alan babaları, halen İstanbul’da bir restoranı işlettiğinden Kaya kardeşler hizmet sektörüne yabancı değiller. İbrahim rezervasyon ve satın alma işleriyle uğraşırken, kızkardeşi Zeliha ağırlıklı olarak mutfakta misafirlerine birbirinden lezzetle yemekler hazırlıyor. 

Saklı Dere Butik Oteli’ni kentlerin stresinden kaçıp, doğayla barışık, üstelik Türkiye’nin oksijen deposu Kaz Dağları’nın tertemiz havasının solumak isteyen doğa severlerin tercih ettiğini hatırlatan İbrahim Kaya sonrasında şöyle devam ediyor: “Günümüzde doğa tatili arayanların sayısı artıyor. Biz de bu talebi dikkate alarak, kitlesel turizmden, kalabalıklardan kaçanlara ev sıcaklığında, herkesin birbiriyle kolay iletişim kurabileceği sıcak bir ortam sağlama iddiasıyla bu mekânı işletiyoruz.”

Dere kenarında mangal keyfi

Kızılkeçili Deresi'nin kenarında bulunan butik otel, dere kenarına koyduğu masaları otel misafirlerinin yanısıra, dışardan gelenlere de açıyor. İbrahim Kaya bu konuda şu bilgiyi veriyor: “Dışardan gelen misafirlerimize serpme kahvaltı sunuyoruz. Dışardan gelen misafirlerimiz et ve diğer malzemelerini kendileri almışsa onlara mangal verip masa başı fiyat alıyoruz. Et ve diğer malzemeleri kendileri almamışsa bu malzemeleri onlara ücreti karşılığında biz veriyoruz.”

Apart ve otel olmak üzere iki kısımdan oluşan Saklı Dere Butik Otel’in otel kısmında fiyatlar kişi başı, mutfağı da olan ve kapasiteleri 4 ila 6 kişi arasında değişene apartlarda ise fiyatlar oda başı şeklinde belirleniyor. Otelde kişi başı fiyatlar kahvaltı dahil bin liradan başlıyor. İbrahim Kaya’ya yeni bir hedefi olup olmadığını sorduğumuzda, önümüzdeki sezonda tesisin bulunduğu açık alanın bir yerine bungalov evler kurup burada da misafir ağırlamayı hedeflediklerini söylüyor.

“Huzur bulduğumuz için tatilimizi uzattık”

Saklı Dere Butik Otel’de konaklayan Sabriye ve Şaban Beyler çiftinden bize duygularını anlatmalarını istediğimizde, “Burada doğa içinde huzur veren bir tesis bulabileceğimizi tahmin etmiyorduk. Geldik görüp beğendik. Ortamın huzurlu olduğunu görünce tatilimizi uzattık” dediler.

Beyler çifti, kendilerini en çok etkileyen unsurları ise şu üç kelimeyle özetlediler: Doğa, misafirperverlik ve huzur. Sabire Beyler “Burada kendimi evcimde gibi hissettim. Doğal ortamı ve işletmecilerin güler yüzü bizi çok etkiledi. Kuş sesi ve dereden gelen su sesiyle huzurlu birkaç gün geçirdik. Bu ortamı herkese tavsiye ediyorum” dedi.

Balıkesir Akçay Kızılkeçili Köyü'nde yer alan Saklı Dere Butik Otelin; şehir merkezi'ne üç kilometre, Kocaseyit Havalimanı'na 10 kilometre denize ise 3 kilometre uzaklıkta olduğunu vurgulayan Şaban Beyler ise şunları söylüyor: “Bu yakınlık, bize çevre gezileri yapma imkânı da sağladı. Örneğin kısa süreli konaklama yapmamıza rağmen, Kaz Dağları Milli Parkı, Atatürk Çınarı’nın olduğu Manastırhan, Hasan Boğuldu Şelalesi, Cunda Adası, Kaz Dağları Müzesi, Edremit'teki Sıdıka Erke Müzesi, Şeytan Sofrası, Güre ve Ayvalık’a gidebildik. Konakladığımız butik otelde herşey doğayla barışık, Balıkesir’in havası temiz olduğu gibi, buranın yemekleri de keşfedilmeye değer lezzetlerdir. Her yerin binalarla dolu olduğu İstanbul’dan gelen biri olarak, baktığımız her yerde yeşillikleri görmek bize çok iyi geldi.” (K. Köfteoğlu)